Akıncılar, Sivas´ın Karadeniz iklim ve coğrafi bölgesine düşen ve ilin en kuzeyinde bulunan 4 ilçeden birisidir.
Sivas'ın kuzeydoğusunda Suşehri, İmranlı ve Gölova ilçeleri ile komşudur. 500 km2 yüzölçümü ve 1000 metre rakımı olan ilçenin en yüksek tepesi Kızıldağ'dır. İlçeye bağlı 30 köy bulunmaktadır.
İlçe Giresun'un güney ilçeleri ile aynı ağzı kullanmakta olup, Sivasın diğer ilçelerine göre farklılıklar içerir.Şebinkarahisar, Alucra, Çamoluk, Suşehri ve Gölova ile aynı ağzı kullanır.
-Gediyrim : Gidiyorum
-Geliyrim : Geliyorum
-Aliyrim : Alıyorum
-Andır galasuca : Lanet olasıca
-Gediyrûk : Gidiyoruz
-Geliyrûk :Geliyoruz
-Gedecoğuk/Gedecüğük : Gideceğiz
-Kalkacouk : Galkacağız
-Gelmiy : Gelmiyor
-Gelmiyorlar : Gelmiyler
-Horan : Horon
-Gemençe : Kemençe
-Hızan : Çocuk
-Cazu : Efsanevi bir yaratık
-Örüzgar : Rüzgar
-Kuş gibi gitti, kuş gibi geldi : Guş gibi gettü, guş gibi geldü
-Onu bana ver, sende kalması doğru değil : Onu bağa ver, sende galması doğru deûl
-Ben diyorum : Ben deyrim
-Sen diyorsun : Sen deysin
-O diyor : O diy
-Biz diyoruz : Biz deyrûk
-Siz diyorsunuz : Siz deysiğiz
-Onlar diyorlar : Onlar deyler
-Bugün yaylaya çıkacağız : Böün yaylıya çıkacuğuk
-Erkenden mektubumu yazarım sana : Erkenden mektubumu yazarum sağa
-Yazdığımı okumuyor musun ? : Yazduğumu okumiy misin ?
-Çocukları alacağız, akşamleyin akıncılara gidiyoruz : Hızanları alacuğuk, ahşamınan ezbidere gedecüğük/gedecouk
-Yaptıklarını pazarda satıyorum : Yabtuklarumu bazarda satiyrim
-Akıncılardan kavun aldık getirdik, doğradık, afiyetçe yedik : Ezbiderden gavun alduh, getürdük, doğraduh, afiyetgineli yiyecüğük.
Akıncılar ilçesi 1933 senesine kadar Giresun'un Şebinkarahisar ilçesine bağlı bir köydü. Kültürü Sivas ilçeleri ile tamamen alakasız olup eskiden vilayet olan Şebinkarahisar kültürü ile aynı kültürü yaşar.İlçe, 1933'e kadar Şebinkarahisar'a bağlı bir köydü.Sivastan farklı olarak Karadeniz Bölgesinde yer alması sebebiyle Kemençe ve Davul-Zurna bir arada görülür. Yaylacılık Kızıldağ tarafında yapılmakta olup bu bölgeler çam ormanları ile kaplıdır. Yöre Horon kültürüne sahiptir. Yöresel kemençeciler köy köy gezip düğünlerde kemençe kültürünü icra ederken günümüzde Karadenizin genelinde olduğu gibi bu bölgede de Kemençe kültürü yok olma tehlikesindedir ve artık tüm Karadeniz gibi Horonlar tek tipleşmeye başlamıştır. Halen köylerde kemençeciler olup, düğünlerde ve köy şenliklerinde kullanılmaktadır. Yörede genellikle Düz Horon, Dik Horon, Alaşağı, 3 Ayak Horonu , Sıksara ya da Laz Horonu gibi çeşitli Horonlar oynanır. Bölgede hakim kültür Karadeniz kültürüdür. Karadenizin sahil ilçeleri bu bölgeye Ekinciler demektedirler. Bölgeden çok meşhur Kemeneçiciler çıkmıştır.Kemençeci Mehmetgiller, Kemençeci Aligiller, Kemençeci Azizgiller, Kemençeci Şeynigerliler gibi pek çok Kemençe yapımcısı, Kemençeciler ve mahalli sanatçılar yetiştirmiştir. Eski Trt sanatçılarından Kemençeci Ali ŞAHİN Akıncılar ilçesindendir.
İlçenin içinde yer aldığı Yukarı Kelkit Vadisi havzası, Doğu Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde, Giresun dağlarının güney eteklerinde olmasından dolayı, Karadenizin bu yüzünde, Karadeniz ardı iklim görülmektedir.Bu açıdan kısmen Gümüşhane Torul, Artvin Şavşat, Yusufeli, Tokat Reşadiye bölgeleri örnek gösterilebilir.Bölge ılıman ve sert, soğuk iklimin tüm özelliklerini yansıtır.Kelkit Havzasındaki mikroklima iklim ve ılıman yapısı ile iklimsel özellikleri ile tarım ürünlerinin Türkiyede en iyi yetiştirildiği, pek çok farklı iklim ürünlerinin aynı bölgede yetiştiği ve küresel ısınmadan en son ve en az etkilenecek olan bölgelerden biridir. İklime bağlı olarak ilçenin dağlık alanları çam ormanları ile kaplıdır, yer yer meşe ormanları ve yüksek dağ çayırları bulunmaktadır. Yüksek kesimlerde yaylacılık eğilimi hala devam etmektedir. Gölova sınırında yer alan Karnus, bölgenin en önemli yaylalarından biri olup, Kızıldağ bölgesinde pek çok yayla bulunmaktadır.
İlçeye bağlı Erence köyünde Bizans zamanına ait olduğu düşünülen kale yıkıntıları vardır. Bunun dışında 1852 yılında İbrahim efendi tarafından inşa ettirilen Hatioğlu camii ile Doğantepe köyünde Bahattin şeyh türbesi ilçede bulunan tarihi eserlerdir. İlçe merkezinde bulunan Sultan Süleyman Çeşmesi, diğer adıyla Gönen Çeşmesi de bir başka önemli tarihi mirastır.
Akıncılar'ın nüfusu 1990 ile 2011 arasındaki 20 yıl içinde yarıdan fazla azalmıştır.
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1990[6] | 11.085 | 5.320 | 5.765 |
2000[7] | 8.353 | 4.982 | 3.371 |
2007[8] | 5.845 | 3.565 | 2.280 |
2008[9] | 5.649 | 3.186 | 2.463 |
2009[10] | 5.226 | 2.775 | 2.451 |
2010[11] | 5.518 | 2.796 | 2.722 |
2011[12] | 5.077 | 2.647 | 2.430 |
lçe ekonomisi tarım, hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında, arpa, buğday, şeker pancarı, ay çiçeği gelmekte olup, her türlü sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Özellikle elma ve kavun bol miktarda yetiştirilir. İlçe Ezbider Kavunu ile ünlüdür. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan besiciliğinin yanı sıra arıcılık yaygın olarak yapılmaktadır. Kızıldağ’da alabalık, Kılıçkaya barajı gölü Kelkit ve Şeyhnigar çaylarında sazan ve yayın balığı avı yapılmaktadır.
İlçeye bağlı Doğantepe ve Kılıçköy’de krom yatakları vardır. Ancak son yıllarda işletme durmuştur. DSİ kanal çalışmalarında Akıncılar Hınterler mevkiinde linyit kömürüne rastlanmıştır. Ayrıca Eskibağ köyünde Çermik mevkiinde bulunan bir maden suyu kaynağının böbrek ve idrar yolu hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Doğantepe Köyünde Bahattinşeyh Türbesi yakınında kaynak olarak çıkan ekşi suyun da böbrek ve idrar yolu hastalıkları ile deri hastalıklarını iyileştirdiği söylenmektedir.
İlçenin İlkçağ tarihi ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Kaynaklarda geçen ilk tarihi Romalılardan başlamaktadır. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boylarının yöreye yerleşimi hız kazanmıştır. Kısa bir süre Selçuklu egemenliği altında kalan Sivas’ta Danişmendli Beyliği kurulmuştur (1075). Selçuklu Sultanı Melikşah’ ın Kumandanlarından Emir Danişmed Kelkit havzasını da içine alan geniş bir bölgeyi Selçuklu topraklarına katmıştır. Bu dönemde Türkmen boylarından biri bugünkü Akıncılar İlçe merkezinin 1 km. güneyindeki Söğütlüdere mevkiine yerleşmiştir. Bir söylentiye göre burada özellikle keçi besleyerek geçinen Türkmen boyunun, ilk yıllarda ektikleri mahsuller az olduğundan kurdukları köye Azbiter adını vermişlerdir. Bu sözcük zamanla Azbiter daha sonra Azbider ve Ezbider’e dönüşmüştür.
Yine bir söylentiye göre bu Türkmen boyu içerisinde bir anlaşmazlık çıkmış, bir kısmı bugün Akıncılar ilçe merkezinin olduğu yere gelerek yerleşmişlerdir. Bu iki yeni yerleşim yeri konumlarından ötürü Yukarı Ezbider (Ezbider-i Bâlâ), Aşağı Ezbider (Ezbider-i Zir) olarak anılmıştır.
1800 Yıllarında bölgeye gelen Ermeniler Yukarı Ezbider’e ve Aşağı Ezbider’e yerleşmişler ve 1835 yılında Yukarı Ezbider’e ilk kiliseyi yapmışlardır. Aşağı Ezbider’e de bir kilise yapan Ermeniler, bugünkü Manastır denilen yere bir okul ve kilise daha yapmışlardır.
Yavuz Sultan Selim İran seferine çıktığında Ezbider önünde otağını kurmuş ve askerlerini burada dinlendirmiştir. Yöre, Fatih Sultan Mehmet’in 1473’te Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’la yaptığı Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı döneminde, Şebinkarahisar İlçesi Trabzon Vilayetine bağlı bir nahiye olan Ezbider, 1860 Yılında Suşehri İlçe olduktan sonra Yukarı Ezbider onun Nahiyesi ve Şebinkarahisar da Vilayeti olmuştur. I. Dünya Savaşı yıllarında ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan Ermeni ayaklanmaları sırasında, burada da karışıklıklar yaşanmış ve sonunda Ermeniler kiliselerini ve manastırı yakarak doğuya kaçmışlardır.
Cumhuriyetin ilanından sonra küçük bir Belediye teşkilatının kurulduğu ve 1932 yılına kadar olan bu kısa dönemde, Hatipoğlu Ali Efendi ve Hüseyin Efendi ile Uğruncalı Tevfik Efendi’nin Reislik yaptıkları bilinmektedir. Şebinkarahisar’ın 1932’de Vilayetliği kaldırılıp Giresun’a bağlanınca, Suşehri İlçesiyle birlikte Ezbider de Sivas’a bağlanmıştır.
I.Dünya Savaşı’ndan sonra Selanik’ten gelen göçmenler buraya yerleştirilmiş, 1958 yılında bugünkü Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1962 yılında Yukarı Ezbider olan ismi Akıncılar olarak değiştirilmiş ve 1990 yılında da Sivas’a bağlı ilçe konumuna getirilmiştir.
•1860 yılında Suşehri ilçe olduğunda Akıncılar (Ezbider) Nahiye olmuştur.
Akıncılar’da Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte küçük bir Belediye teşkilatının kurulduğu ve 1932 yılına kadar olan bu kısa dönemde, Hatipoğlu Ali Efendi ve Hüseyin Efendi ile Uğruncalı Tevfik Efendi'nin Reislik yaptıkları bilinmektedir.
•1932’de Akıncılar (Ezbider) Sivas’a bağlanmıştır.
•Nüfus Memurluğu kurulmuş, 1974 tarihinde çıkan yangında Hükümet Konağının yanması nedeniyle Suşehri’ ne nakledilmiştir
•1958 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1962 yılına kadar adı Yukarı Ezbider olan nahiyenin adı bu tarihte “Akıncılar” olarak değiştirilmiştir.
1958'den itibaren Belediye Başkanlığı yapan Başkanlar sırayla şunlardır: Kerim GÖNEN, Ali İhsan KILIÇKAYA, Şerafet ÇELEN, Kemal TEKİN, Ahmet YILMAZ, Zekai FİRAT, Macit KUMBAROĞLU, Fikret TEKİN ,Yüksel ÇELEN (2 dönem), Ahmet TEKİN, Mevlüt ALBAYRAK (2 DÖNEM), 30 Mart 2014 yerel seçimlerini Kazanan Hasan Şen Halen belediye başkanlığı görevini sürdürmektedir.
•Her yerde sevilen Başkan sıfatını alan Fikret TEKİN 1992 yılında geçirmiş olduğu bir trafik kazası sonunda genç yaşta hayatını yitirmiştir.
•Akıncılar 20/05/1990 tarih ve 3644 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan kanunla Suşehri’nden ayrılarak ilçe olmuştur.
İlçede görev yapan kaymakamlar ise; Mehmet ERGENOĞLU, Avni ÇAKIR, Kemalettin SAKİN, Mahmut HALAL, Murat ERKAN, Aslan KARANFİL, Ekrem CANALAP, Ziya POLAT, Veysel ÇİFTÇİ, Sait ÖZKILINÇ, Fırat ÇELİK, Barış Cansu AKTAN, Gökmen ÇİÇEK, Oğuzhan Bulut ve ve halen görevde olan Mehmet Fatih Yakınoğlu'dur.
İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Roma dönemine ait olduğu sanılan bir kale kalıntısı, Hatipoğlu Camisi, Bahattin Şeyh Türbesi, Yusuf Şeyh Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca Akıncılar merkezde Deliklitaş diye anılan mağara ve yeraltı tüneli, Doğantepe köyünde Bahattinşeyh deresinde Çilehane adında bir mağara bulunmaktadır. Kılıçkaya Barajı göl alanı kıyısındaki Kayı Boğazı Mevkii, Akıncılar Karadağ’da Damdüzleri Mevkii, Kılıçköy Koruluğu ve Kızıldağ’da Alaattin Çiftliği ve yöresi ilçenin mesire yerlerindendir.
Mustafa Kemal ATATÜRK Erzurum'a gidişinde 29 Haziran 1919 da, Kongre dönüşünde ise 1 Eylül 1919 Pazartesi günü İlçe topraklarından geçmiştir. Yolda otomobiline aldığı zamanın Ezbider Mektep Muallimi olan, Sıyrındı'lı Hoca İsmail Efendiyle birlikte Suşehri'ne kadar be¬raber yolculuk etmişlerdir. 1860 yılında Suşehri ilçe olduğunda Akıncılar (Ezbider) Nahiye olmuştur. Akıncılar;da Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte küçük bir Belediye teşkilatının kurulduğu ve 1932 yılına kadar olan bu kısa dönemde, Hatipoğlu Ali Efendi ve Hüseyin Efendi ile Uğruncalı Tevfik Efendi'nin Reislik yaptıkları bilinmektedir. 1932;de Akıncılar (Ezbider) Sivas;a bağlanmıştır. Nüfus Memurluğu kurulmuş, 1974 tarihinde çıkan yangında Hükümet Konağının yanması nedeniyle Suşehri; ne nakledilmiştir 1958 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1962 yılına kadar adı Yukarı Ezbider olan nahiyenin adı bu tarihte Akıncılar olarak değiştirilmiştir.